Akdoğan Özkan

Microsoft Fıkraları

İNSAN Bill Gates kadar meşhur olunca, hakkında doğal olarak bir yığın fıkra ve bilmece uyduruluyor. Özellikle ABD'de Bill Gates ve Microsoft hakkında anlatılan fıkra sayısı bir kitap sayfalarını dolduracak boyutlara ulaşmış durumda. Bir kısmını sizin için derledim.

* * *

Netscape firmasının başkanı elinde bir silahla asansöre biner. Asansörün içinde üç kişi vardır: Saddam Hüseyin, Muammer Kaddafi ve Bill Gates. Fakat, adamın elindeki silahta ise sadece iki kurşun... Netscape başkanı kimleri vurur?

Cevap: Sadece Gates'i vurur (emin olmak için de iki el ateş eder).

* * *

Tek motorlu bir charter uçağı, içindeki yolcularla birlikte Seattle havaalanına yaklaşmaktadır. Yoğun sis nedeniyle görüş mesafesi 10 metre civarındadır. Uçağa boşlukta daireler çizdirerek öylesine havada dolanan pilot sisin dağılmasını beklemeye koyulur. Yaklaşık bir saat kadar sonra, yakıtı bitmek üzereyken sis az da olsa dağılır. Tam o anda karşısında bir bina belirir. Binanın beşinci katında biri çalışmaktadır ve uçağı görür. Bunun üzerine pilot, uçağın burnunu o yana vererek, pencereyi açar ve yanından geçerken adama doğru, ' Hey, nerede olduğumu biliyor musun?' der. Binanın içindeki adamın yanıtı şöyle olur: ' Bir uçağın kokpitindesin dostum...

' Bunun üzerine pilot, dümeni aniden kırarak belirli bir açıyla manevra yapar ve bütün hava muhalefetine rağmen Seattle havaalanına mükemmel bir kör iniş yapar. Uçak öyle bir zamanlamayla inmiştir ki, park yerine geldiğinde aracın yakıtı da biter.

Yolcular hemen pilotun yanına gelirler ve bu şartlarda pisti nasıl bulduğunu ve nasıl inebildiğini sorarlar. Pilot, şöyle der: ' Çok basit oldu. Binanın içinde gördüğüm adama basit bir soru sordum. Bana öyle bir cevap verdi ki, yüzde 100 doğru olmasına rağmen, hiçbir işime yaramıyordu. O an anladım ki, orası olsa olsa Microsoft'un teknik destek binası olabilirdi. Zaten oradan havaalanı da pek uzak değildir. Onu nirengi noktası alıp gerekli manevrayı yaptım ve uçağı indirdim.

* * *

Soru: Tavandaki bir ampulü değiştirmek için kaç tane Bill Gates gerekir?

Cevap: Bir tane. Ampulü yerine takar ve dünyanın o ampul etrafında dönmesini bekler.

Soru: Tavandaki bir ampulü değiştirmek için kaç tane Microsoft yöneticisi gerekir?

Cevap: Gerekmez. Çünkü, ' karanlık' , bir anda endüstri standardı ilan edilir.

Soru: Tavandaki bir ampulü değiştirmek için kaç tane Microsoft teknik destek elemanı gerekir?

Cevap: Dört tane. Biri, ' ampulün lisans kayıt numarasını söyler misiniz' demek için... Biri, ' sistemi reboot ettiniz mi' demek için... Biri, ' ampulü tekrardan install ettiniz mi' demek için. Sonuncusu da, ' bizim ofiste de var ve gayet güzel çalışıyor, sorununuz donanımdan kaynaklanıyor olmalı' demek için.

* * *

Eğer arabalarımızı Microsoft yapıyor olsaydı, bakın neler olurdu...

1) Arabalar arada sırada istop edecekti. Biz de arabadan inecek ve arabaya tekrar girecektik.

2) Arabalarda NT versiyonları hariç sadece tek bir koltuk bulunacaktı. Her ilave koltuk için de 99 dolar ödeyecektik.

3) Arabalardaki (el freni, hararet, yağ seviyesi, akü, motor) gibi uyarı göstergeleri kalkacak yerlerini ' genel koruma hatası' yazılı tek bir uyarı göstergesi alacaktı.

4) Hidrolik direksiyon, otomatik vites, air-bag, klima, ABS fren gibi özelliklere sahip araba almak istediğinizde yeni Windows versiyonunu almanız icap edecek. Bu ise 2 kat daha pahalı olacak, kilometrede 5 litre benzin yakacak ve araba sıkça istop edecek.Î Arabada sun-roof olacak, ancak, açarsanız arabanız garanti kapsamı dışında kalacak.

5) Standart bir Microsoft modelinde sadece tek bir ayna bulunacak. Daha fazla ayna isterseniz 5 bin dolarlık multi-tasking versiyonunu satın almanız gerekecek.

6) Arabalar sadece Microsoft marka benzinle çalışacak.

7) Arabayı istop ettirmek için önce 'çalıştır' düğmesine basacaksınız.

* * *

Windows 95'i geliştiren programcılardan biri ölür ve kendisini Cennet ya da Cehennem'e gönderecek olan komitenin karşısında bulur.

Komite, programcıya kararı öncesinde iki yeri de görmek isteyip istemediğini sorar. Adam da ' tabi, neden olmasın' der. Meleklerden biri adamı alır ve harika bir plaja götürür. Kızlar güneşin altında voleybol oynamakta, rock and roll yapmakta, herkes inanılmaz eğlenmektedir.

' Vay canına!' der bizimki, ' Cennet mükemmel bir yermiş!'

' Hayır' diye düzeltir melek, ' orası Cehennem'di. Şimdi gel da sana Cennet'i göstereyim' .

Efendim, bir süre sonra melek bizimkine başka bir yer daha gösterir. Bir yığın insan bir parkta tombala oynamakta ve ölü güvercinlere darı atmaktadır.' Burası Cennet mi?' diye sorar bizim Windows programcısı.

' Evet' der melek.' O zaman ben de Cehennem'i seçiyorum' der ve bunu der demez bir anda kendini kaynayan bir kazanın içinde bulur. Kazanın altı alev alev yanmaktadır. ' Hey' diye bağırır bizimki, ' hani plaj nerde, hani müzik, hani kızlar' .

Meleğin cevabı kısa ve net olur:' Oluum, o sadece bir demoydu.'