Tüketicinin Sesi

BİLGİSAYAR SATIN ALIRKEN DİKKAT

Tüketici Meseleleri köşesi yayınlanmaya başladığından beri, bana gelen tüketici şikayetleri arasında yeni alınan sistemlere ilişkin olanlar her ay sektirmeksizin hep birinci sırayı aldı. Bize telefon eden, faks gönderen şikayetçi okurlarımız bilgisizlikleri nedeniyle kandırıldıklarını söylüyorlardı. Tabii hemen şikayet edilen firmalarla temasa geçtik ve okurlarımızın problemlerine çözüm aramaya başladık. Kimi firmalar (belki PC World isminden çekindiklerinden, belki gerçekten soruna iyi niyetle yaklaştıklarından) şikayetlerin haklılığını kabul ederek şikayet sahibi okurlarımızın aldığı PC’leri yenilediler veya paralarını geri ödediler. Kimi firmalar ise kendilerinin haklı olduğu konusunda ısrar ederek problemlerin kullanıcı hatasından kaynaklandığını belirttiler. Gerçekten de bazı problemler kullanıcı hatasından veya kullanıcının bilgi eksikliğinden kaynaklanıyordu. Durum kendilerine izah edildi ve yine bazı alternatif çözümler önerildi. İddialarını haksız bulduğumuz firmalar olduğunda ise okurlarımıza şikayetlerini iletebilecekleri ve çözüm arayabilecekleri makamların isim ve telefonlarını söyledik.

Ancak bu konuda gelen şikayetlerin çokluğuna baktığımda, hemen hemen bütün yeni kullanıcıların kendilerine yol gösterecek birilerine ihtiyaç duyduğu anlaşılıyordu. Bu yüzden bu ayki köşemde yeni bilgisayar alan veya almaya niyetlenmiş okurlarımızın dikkat etmesi gerekli konulara değinmeyi ve bazı çözümler önermeyi gerekli gördüm. Bunun için önce yeni bir PC satın alanların şikayetlerinin hangi alanlarda yoğunlaştığına bakalım:

1. Satın alınan PC’nin satıcı tarafından vaat edilen konfigürasyonda çıkmaması.
2. Donanım kusurları nedeniyle PC’nin çalışmaması veya istenen performansı vermemesi.
3. Yazılım kusurları nedeniyle PC’nin çalışmaması veya istenen performansı vermemesi.

Ne Satın Aldığınızı Bilin

En çok karşılaştığım birinci gerekçe, aynı zamanda tüketici problemleri içinde en ciddi olanı. Çünkü iddia doğruysa ve soruna hemen çözüm bulunamıyorsa ortada yasal yöntemlere başvurmayı gerektirebilecek bir kandırmaca var. Bakın bizi arayan okurlarımız nelerden şikayet etmişler:

· Sabit diskimin kapasitesi bana söylenenden düşük.
· İstediğim 6 hızlı CD-ROM sürücü yerine 4 hızlı (veya 2 hızlı) vermişler.
· Pentium işlemcimin istediğim hızda olmadığından kuşkulanıyorum
· Ekran kartımda uyumsuzluk var.
· Bilgisayarım beklediğimden düşük performansta çalışıyor.

Elbette sizin de bunlara benzer veya daha değişik şikayetleriniz olabilir. Peki, işe nereden başlamalı? Elbette garanti belgesinden: PC satan firmalar, alıcıya verdikleri garanti belgelerine veya garanti belgesi yerine geçen faturalara satın alınan PC’nin tüm özelliklerinin bir listesini yazmak zorunda. Bu yüzden bir PC alırken ilk yapmanız gereken şey garanti belgesini (veya faturayı) dikkatle kontrol etmek. Bahsettiğimiz listede ayrı olarak satılabilecek her tür donanım aygıtı ve özellikleri bulunmalı. Bunlar arasında monitör, RAM, işlemci, klavye, fare gibi temel donanım parçaları gibi CD sürücüleri, ses kartlarını ve sabit diskleri de sayabiliriz. Bu listede herhangi bir eksiklik (örneğin PC ile birlikte verilmesine karşın belgeye hızı yazılmayan CD-sürücü) sonradan herhangi bir hak talep etmenizi zorlaştırabilir. Ayrıca bazı firmaların belki dikkatsizlikle, belki kasten bu parçalardan bir veya birkaçını yazmayı ihmal ettiklerine de tanık olduk.

İkinci dikkat etmeniz gereken ve genelde hep sorun çıkaran nokta ise PC’nizi eksiksiz teslim almanız. Türkiye’nin ekonomik koşulları nedeniyle çoğu firma stoksuz çalışıyor. Bu nedenle yeni aldığınız PC’ye ekletmek istediğiniz bir parça ellerinde olmayabiliyor. Bu durumda satıcı firmanın size ilk önereceği şey, almaya karar verdiğiniz PC’yi bu haliyle veya geçici bazı donanım aygıtlarıyla size teslim etmek ve bekledikleri malları gümrükten çektiklerinde evinize veya işyerinize gelip eksiklikleri tamamlamak oluyor. Yaşadığım deneyimlere bakarak bu tür önerileri kabul etmenizi pek önermem. Çünkü, satıcı firma istenen marka ve modelde bir donanım parçasını bulamazsa size başka alternatifler önermek zorunda kalıyor; “Yapacak bir şey yok” deyip bu öneriyi de kabul eder, sonra da bu donanımdan memnun kalmazsanız derdinizi anlatmanız için epey uğraşmanız gerekecek. Tabii bu arada fatura tarihi üzerinden geçen zaman 15 günü aşmışsa bilgisayarınızı iade edip parasını geri isteme şansınız tamamen ortadan kalkıyor. Ne yazık ki bazı okurlarımız iyi niyet kurallarına aldırmayan birkaç firma ile bu tür sorunlar yaşadılar.

PC’nizi Test Edin

Elbette faturadaki donanım parçalarının sayısıyla teslim aldığınız PC’deki donanımların sayısının tutması sadece işin yarısının hallolduğu anlamına geliyor. Peki bu donanımların özellikleri de faturada yazanlarla uyuşuyor mu? Deneyimsiz bir kullanıcının bu soruya cevap bulması zor. Çünkü pek çok teknik terim onlar için bir anlam ifade etmeyebilir. PC World’de yer verdiğimiz yayınlarla okurlarımızı bu konuda aydınlatmaya çalışıyoruz. Ancak yeni aldığınız bir PC’yi hangi testlerden geçirmeniz gerektiğini ve bunun için gerekli araçları nasıl elde edeceğinizi burada tekrar hatırlatmakta fayda var:

İşlemci. Pek çok kullanıcı işlemcisinin modelinden ve hızından emin olmak ister. İşlemci model ve hızını belirlemek için en kolay yöntem bilgisayar açıldığında ekrana gelen bilgileri takip etmektir. Burada işlemcinizin model ve hızını göreceksiniz. Ancak anakartta veya BIOS’da bazı ayarlamalar yapılarak işlemcinizin olması gerektiğinden yüksek gösterildiğinden kuşkulanıyorsanız sizin bir test yazılımına ihtiyacınız var. Norton Utilities paketiyle gelen SysInfo programı donanımınızla ilgili pek çok özelliğin yanı sıra işlemci hızınızı da size bildirir. Ancak Norton Utilities’in eski sürümleri Pentium işlemcileri tanımayabilirler. Bu nedenle Windows 95 için üretilmiş Norton Utilities 95’in SysInfo’sunu kullanmanızı öneririz. Tabii işlemcinizi test etmek için daha ucuz yöntemler de var. Bunlardan biri DOS ile birlikte gelen MSD programı; ancak bu da Pentium işlemcileri tanımıyor. Bu yüzden size PC World BBS’e bağlanarak elde edebileceğiniz SYSCHK isminde bir shareware program önereceğiz. Bu program BBS’imizin 2 no’lu alanında, DOS yardımcıları bölümünde bulunuyor. Yalnız işlemcinizi test ederken programı DOS’a geçerek kullanmaya dikkat edin; Windows 95 altında yanlış değer verebiliyor. Ayrıca programın bazı Cyrix işlemcilerin hızını yanlış verdiğini de gözledik.

Sabit Disk. Yukarıda bahsettiğimiz programları sabit diskinizin kapasitesini ve hızını ölçmek için de kullanabilirsiniz. Ayrıca DOS komut satırında DIR komutu ile sabit diskinizin kapasitesini öğrenebilirsiniz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta sabit diskin “nominal” kapasitesi ile gerçek kapasitesinin farklı olabileceği. Örneğin 850 MB olarak satılan bir sabit disk 830 MB kapasitede olabilir. 10-15 MB’lık eksiklikleri dikkate almayın.

Ekran kartı. Bir ekran kartını test ederken dikkat edilmesi gerekenler, kartın yonga modeli ve bellek kapasitesidir. Özellikle bellek kapasitesi Windows altında görebileceğiniz renk sayısını gösterir. Yukarıdaki programlar bellek kapasitesini tam olarak vermese bile hangi çözünürlükte maksimum ne kadar renk görebileceğinizi bildiriyor.

CD-ROM Sürücü. Windows 95 altında CD sürücünüzün hızını belirleyen shareware programları yine BBS’imizde bulabilirsiniz. Ancak bu tür programlara ulaşamıyorsanız kendi kendinize de bir ölçüm yapabilirsiniz. Bunun için içinde büyükçe bir dosya (en az 4-5 MB) olan bir CD-ROM bulun ve bu dosyayı CD-ROM’dan sabit diskinize kopyalayın. Kronometre tutarak dosyanın kaç saniyede kopyalandığını ölçün. Basit bir matematik işlemi ile transfer hızını KB/sn cinsinden hesaplayın. Sonuç 150 KB/sn civarında ise sürücünüz tek hızlı, 300 KB/sn civarındaysa iki hızlı, 600 KB/sn civarında ise 4 hızlı, 900 KB/sn civarında ise 6 hızlıdır. Tabi bu basit yöntemde sabit diskin hızı da etkili olabileceği için sonuç biraz fark edebilir; ancak üç aşağı beş yukarı sürücünüzün hızını bulabilirsiniz.

Bellek. RAM bellek kapasitesini yukarıda belirttiğimiz programlarla olduğu gibi yine sistem açılışında verilen bilgilerden, veya DOS komut satırında MEM yazarak öğrenebilirsiniz. Elbette Norton Utilities gibi ticari programlar PC’nizin özellikleri hakkında size daha çok bilgi vereceklerdir. Ancak fazla detaya girmeden, aldığınız donanımın temel özelliklerinden emin olmak istiyorsanız yukarıda açıkladığım yöntemlerden yararlanabilirsiniz.

Donanım ve Yazılım Problemleri

Donanım arızalarını bulmak ortalama bir PC kullanıcısının harcı değildir. Ancak olası bir arıza veya kusuru tespit etmek için PC’nizi satın alır almaz hemen programlarınızı kurmanızı ve denemenizi öneririz. Böylece kusuru (varsa) daha hızlı farkedebilir ve satıcı firmadan talepte bulunabilirsiniz. Özellikle bilgisayarınızın performansı normalin çok altındaysa bu ya bir donanım arızasından kaynaklanıyordur, ya da donanım ayarları yanlış yapılmış olabilir. Gecikmeden satıcı firmaya başvurmanızı ve çözüm istemenizi öneririz. Performans düşüklüğü ile ilgili düşüncenizin doğruluğundan emin olmak için aynı konfigürasyona sahip PC’si olan tanıdıklarınızın görüşüne başvurabilirsiniz; ancak performansın pek çok konfigürasyon detayına ve elbette kullanılan malzemenin kalitesine bağlı olacağını da unutmayın. Tabii, performans taleplerinde rasyonel davranmayan kullanıcılar da sorunlarına çözüm bulamayabilirler. Örneğin geçtiğimiz ay okurlarımızdan biri yeni bilgisayarının Windows 95’i 35 saniyede açtığından şikayet etti. Söylediğine göre arkadaşlarının benzer konfigürasyona sahip makinelerinde ise bu süre 6-7 saniye imiş. Kendisine bilgisayarın düğmesine basıldığı andan Windows 95 çalışana kadarki sürede, sistemin çeşitli donanım aygıtlarını test ettiğini; örneğin RAM fazla ise, CD-ROM ve ses kartı varsa bunları test etmek için fazladan süre gerekeceğini açıkladık. Ayrıca dünyanın hiç bir yerinde performans testlerinin açılış süresine bakılarak yapılmadığını, asıl önemli olanın uygulamalar üzerinde ölçülen süreleri olduğunu belirttik. Okurumuz ikna olmadı, ancak gerçek bu; açılış hızı ana karttan anakarta değişebilir. Serbest piyasa ekonomisinde yaşadığımıza göre, kimse firmalara “Neden bu anakartı kullandın? Diyemez; tabii o anakart arızalı olmadığı sürece. Yeni alınan bir bilgisayardaki yazılım sorunları ise genelde kullanıcının tecrübe eksikliğinden kaynaklanıyor; özellikle de bu sorunların donanım sorunları ile kesiştiği yerlerde. Çakışan IRQ’lar, çeşitli uyumsuzluklar, zaman alsa da çoğu kez çözümlenebilir. Sorunun türüne göre satıcı firmadan hizmet beklemek en doğal hakkınız. Ancak Türkiye’de henüz firmalar satış sonrası hizmet konusunda yeterli düzeye gelmiş değiller; bazıları ücret isteyebiliyor, bazıları ise ilgilenmeyebiliyor. TKK’da bu konuyla ilgili net bir düzenleme yok; bu yüzden gerekli önlemleri sizin almanız gerekebilir. Örneğin almaya karar verdiğiniz yazılım ve donanım aygıtlarını sisteminizle birlikte almanız, hem maliyetini ucuza çıkaracaktır, hem de bu gibi problemlerin teslimat öncesinde firma tarafından giderilmesini sağlayacaktır. Son olarak, karşılaştığımız problemlerden birine, kopya yazılım dağıtımına değinmek istiyorum. Bazı firmalar sistemlerinin satışını artırmak için birlikte kopya yazılımlar dolu bir CD vermeyi öneriyor. Yasalara aykırı olan bu öneri size cazip gelebilir; ancak virüs gibi problemlerle karşılaştığınızda, programları kuramadığınızda veya verilen programlar sisteminizdeki diğer programları bozduğunda destek beklemeyin: satıcı firma birden böyle bir CD verdiğini unutuyor. Bu tür firmalara Türkiye’de kopya yazılım dağıtımına karşı kurulan BSA ile sürekli ilişki halinde olduğumuzu ve bize gelen tüketici şikayetlerinde bu tür bir durumla karşılaşırsak sorunu doğrudan onlara ileteceğimizi hatırlatmayı gerekli görüyorum.


İletişim için: Volkan Ersoy versoy@pcworld.com.tr