Internet'e sınırlama getirme girişimlerinde bulunan ülkeler arasında ABD, Kanada, Almanya, Çin, Vietnam, Suudi Arabistan ve Hindistan var. Internet'in doğuş yeri olan ve Internet üzerinde büyük hakimiyeti olan ABD'de Clinton yönetimince kabul edilen ' Communication Decency Act' (CDA- İletişim Adabı Yasası) pek çok kesimin tepkisini aldı. CDA, ' başkalarını rahatsız eden, tehdit veya taciz eden, başkalarına zarar veren uygunsuz ve saldırgan on-line iletişimin 18 yaşından küçüklerin kullanımına açılmasını' suç olarak görüyor. Ayrıca çağdaş toplum standartlarına göre cinsel ilişkinin tarif veya tasvir edildiği malzemelerin küçüklere iletilmesi de suç. Bu tür on-line servisleri verenler kadar yararlananlar da aynı ölçüde sorumlu tutuluyor. Burada ' uygunsuz' sözcüğünün kapsamı en çok tartışılan konular arasında. Bizzat İnsan Hakları Koruma Derneği (Human Rights Watch) ABD Kongre üyelerine ve Clinton'a gönderdiği bir mektupta ' uygunsuz' konuşma özgürlüğünün hem ABD anayasasında, hem de uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde korunduğunu belirtmişler. Ayrıca, insan haklarının ihlal edildiği çeşitli ülkelerdeki uygulamaları örneklemek amacıyla kendilerinin de bu tür ' uygunsuz' sözleri ve görsel malzemeleri kullandıklarını belirtiyorlar. Yasaya karşı çıkan grup, kendilerini savunan hukuk adamları aracılığıyla bir üst komisyona başvurmuş durumda ve yakın zamanlarda gelen bilgilere göre, CDA her an iptal edilebilir.
Kanada'da ise 1994 yılında kurulan Bilgi Otoyolu Danışma Konseyi, Kanada'da Internet'in hangi yönde ilerlemesi gerektiğini belirlemek için bir çalışma yaparak resmi bir rapor yayınladı. Bu raporda, cinselliğin şiddetle birleştirilmemesi ve insanları aşağılamak için kullanılmaması şartıyla cinsel malzemelere izin verilmesi öneriliyor. Henüz yürürlüğe girmeyen yeni bir yasaya göre, çocuk pornografisine de izin verilmeyecek.
Almanya ise Internet sansürü konusunda en çok ses getiren ülkelerden biri. Bilindiği gibi Internet servislerinden CompuServe, ABD'den sonra en çok Almanya'da kullanılıyor. Alman hükümet yetkilileri 1995 kasım ayında CompuServe'in Almanya ofisini ziyaret ederek on-line çocuk pornografisi hakkında bir araştırma yaptı. İki gün sonra CompuServe'ün Almanya'daki yöneticileri Alman hükümetini siberseks ile mücadelesinde destekleyeceklerini açıkladılar. Aralık ayında Alman makamları CompuServe'e 200 haber grubundan oluşan bir liste vererek, ' CompuServe yasal yükümlülük altına girmek istemiyorsa gereken adımları atmalıdır' dediler. Bunun sonucunda bu haber grupları araştırılmadan CompuServe server'larından atıldı. Oysa aralarında eşcinselliği bir hastalık olarak görüp tedavisi konusunda tartışan haber grupları, hatta CompuServe'de o güne kadar hiç yer almamış bir haber grubu bile vardı. Ancak yetkililer Internet'in özgürlükçü yapısını fazlasıyla küçümsemişlerdi: çünkü tüm CompuServe kullanıcılarının Internet bağlantısı vardı ve başka ev sahibi (' host' ) bilgisayarlar aracılığıyla bu haber gruplarına ulaşabiliyorlardı. Sonuçta CompuServe geri adım attı ve yasakladığı haber grubu sayısını 200'den beşe düşürdü.
Ocak ayında Deutche Telekom şirketi, T-Online bilgisayar ağı kullanıcılarını anti-semitik propaganda yapan Internet sitelerine erişimini engelledi. Ayrıca Alman makamları America Online ve bir Alman bilimsel araştırma ağı olan Deutsche Forschungsnetz'de de geniş çaplı bir araştırma başlattı. Bu önlemlerin nedeni Toronto'da yaşayan Alman asıllı Ernst Zuendel'in bazı Internet sitelerinde yayınladığı bir yazıydı. Bir neo-Nazi olan Zuendel, yazısında, Almanya'da hiçbir zaman bir Yahudi soykırımı olmadığını savunuyordu. Alman hükümeti ABD'de Zuendel'in sayfasına erişim sağlayan Web Communications'a da yasak getirdi. Web Communications, Zuendel ile aynı görüşte olmamalarına karşın kullanıcılarını asla sansürlemeyeceğini bildirmişti. Deutsche Telekom tüm çabalarına karşın tam bir hüsrana uğradı: iyi araştırma yapamadığı için, Web Communications'u yasaklarken, aynı siteye CompuServe'den de bağlanıldığını gözden kaçırmıştı. Üstelik tüm bu önlemler ters tepmişti: Sansüre karşı çıkanlar, anti-semitizme tümüyle karşı olsalar da, bu uygulamayı protesto etmek için Zuendel'in sayfasını kendi sitelerine aktarmaya başladılar; kısa sürede bu yayın engellenemez hale geldi.
En baskıcı ve en totaliter Internet politikasının ise Çin'de olduğu gözleniyor. Çin'de ticari Internet erişimi 1995 yılı ortalarında sağlanmaya başladı. Ancak fiyatlar o kadar yüksekti ki, sadece maddi durumu çok iyi olanlar Internet erişimi sağlayabiliyordu. Haziran 1995'de Çin iletişim bakanı, ' bağımsız bir devlet olarak Çin'in Internet'ten gelen bilgileri denetleyeceğini' duyurdu; ' Internet'e bağlandıysak bu, mutlak bilgi edinme özgürlüğü sağlayacağız demek değildir.' Bunun akabinde hükümet, Çin'deki ' host' bilgisayarlara, aralarında alt (alternatif ve genellikle muhalif konular), soc (genellikle etnik kökenli toplumsal konular) ve rec (hobiler, oyunlar ve eğlence) kategorisine giren haber grupları da bulunan Usenet gruplarının girmesi yasakladı. Şubat 96'da ise tüm Internet kullanıcılarının poliste kayıtlarının olması şartı konuldu. Suudi Arabistan ve Vietnam'da Internet erişimi sadece devlet denetimindeki tek bir geçitten (gateway) sağlanıyor. Hindistan'da ise Internet'in yaygın kullanımı devlet tekeli tarafından, yüksek erişim ücretleriyle engellenmeye çalışılıyor.Türkiye'de Internet servis sağlayıcılığa soyunan firmalardan Doruk A.Ş. yetkililerine yurtdışındaki herhangi bir siteye erişimin engellenip engellenemeyeceğini sorduğumuzda ilginç yanıtlar alıyoruz. Bilindiği gibi, bilgisayarınızın başında Web tarayıcınıza yazdığınız Internet adresi ' router'lar aracılığıyla ilgili ağa yönlendiriliyor. Doruk A.Ş. yetkilileri, bu ' router'lara belirli Web adreslerinin geçmesini engelleyen bir sistem konulursa bunun mümkün olduğunu belirttiler. Ancak böyle bir sistem hem çok yüksek maliyetler gerektiriyor, hem de aşılması imkansız değil. Diğer bir servis sağlayıcı adayı TürkNet'in yetkililerine görüşlerini sorduğumuzda ise, herhangi bir siteye erişimin engellenmesinin imkansız olduğunu belirttiler. Çünkü bir kullanıcı isterse başka bir site üzerinden, TELNET aracılığıyla aynı adrese ulaşabiliyor. Türkiye'den çok daha fazla maddi kaynağa sahip Almanya'da bile, çok üzerine düşülmesine karşın belirli sitelere erişimi engelleyici bir sistem kurulamamış ve yukarıda açıkladığımız gibi sansür girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmış. Elbette devlet servis sağlayıcılara getireceği yaptırımlarla kendi ' host' bilgisayarlarına pornografik içerikli malzeme koymalarını engelleyebilir, ancak başka bir ülkedeki pornografik içerikli Web sayfalarına erişimi engellemesi pek mümkün görünmüyor.