"Overclock", işlemciyi güvenli olarak çalışabileceğinden daha yüksek bir saat frekansında çalıştırmak demektir. Pentium/75 işlemcisini 100 Mhz frekansında çalıştırmak buna örnek olarak verilebilir. Elbette her Pentium/75 işlemcisinin 100 Mhz frekansında çalışmasını bekleyemezsiniz, daha baştan çalışmayı reddedebilir. Zaten bu işlemcinin güvenli çalışma frekansının 75 Mhz olduğu üretim aşamasında tespit edilmiş ve buna göre etiketlenmiştir.
Yine de çoğu durumda işlemciyi olması gerekenden daha yüksek hızda çalıştırmayı başarabilirsiniz. Ancak işlemcinin güvenilirliğinden ve ömründen kaybedersiniz, belirsiz bir süre sonra bozulmayacağını garanti edemezsiniz. Fazla akım nedeniyle işlemcinin içindeki hatlar tamir edilemeyecek şekilde kopabilir ve bu durum garanti kapsamı dışındadır. Sonuç olarak işlemcinin bozulması ve verilerinizi kaybetme ihtimaline önem vermiyorsanız, riski göze alarak sistem performansını bir miktar arttırabilirsiniz.Tahmin edersiniz ki, bunu tavsiye etmiyor ve oluşabilecek zararların sorumluluğunu kabul etmiyoruz.
Genişleme kartları ve veriyolu için 32-bit, fiziksel veri hatlarının sayısını ifade eder. Bir yazılımın 32-bitlik olması ise, 386 ve daha sonraki işlemcilerdeki korumalı 32-bitlik adresleme modunda çalıştığını belirtir. Disk erişimindeki 32-bit ifadesi yazılımla ilgilidir, sabit disk denetleyicisinin 16-bitlik ISA veriyolu üzerinde olması bunu engellemez. Windows'ta 32-bitlik disk erişiminin performansı arttırmasının ana nedeni, işlemcinin 32-bit modu ile 16-bit modu arasında sürekli geçiş yapması gereğini ortadan kaldırmasıdır. Çünkü Windows işlemciyi normalde korumalı 32-bit modunda çalıştırmaktadır, fakat BIOS tarafından sağlanan disk erişimi ile ilgili program 16-bit modu için tasarlanmıştır. 32-bit disk erişimi, bunun yerine korumalı 32-bit modu için tasarlanmış başka bir program parçasının kullanılması demektir.
Ses kartlarında ise bit daha farklı bir anlamda kullanılır. Sesin sayılara ve bu sayıların tekrar sese dönüştürülmesi işleminde, sayıların kaçar bitten oluştuğunu gösterir. Bit sayısı arttıkça ses kalitesi de yükselir. Ancak PC'ler için "32-bitlik" bir ses kartı şimdilik üretilmemiştir, böyle bir standart yoktur. Çünkü 16-bitlik ses kartları CD çalarınız kadar kaliteli ses üretebilir. Ses kartının bir genişleme kartı olarak kaç bitlik olduğu ise bundan bağımsız bir özelliktir.
Harici modemlerin dezavantajı ise, fiyatlarının genelde daha yüksek olması ve belli bir durumda tam kapasitede çalışamamalarıdır. Bu durum, 14400bps'den daha hızlı modemlerin eski bir bilgisayara takılmasıyla ortaya çıkmaktadır. Seri arabirimin kalbi olan UART entergesi, bir-iki yıldan daha yaşlı bilgisayarların çoğunda 8250 denilen yavaş tiptedir. Bu entegrenin daha yeni ve hızlı olanı ise 16550 ismini taşımaktadır. Sisteminizdeki UART entegresi tipini DOS altında MSD.EXE programı çalıştırarak öğrenebilirsiniz.
Dahili bir modem ise, şart olmamakla birlikte, kendi üzerinde 16550 entegresini barındırabilir ve bu şekilde sisteminizdeki UART entegresinin (varsa) sınırlamaları aşılabilir. Ancak bazı bilgisayarlarda bu özellik uyumsuzluk problemlerine neden olmaktadır. Dahili/harici kararında bilgisayarınızın genişleme imkanları da gözönüne alınmalıdır. Dahili bir modem, bir COM portuyla çakışmayacak farklı IRQ ve adres seçenekleri sunabilir. Sistemde bir fare varsa ve birden fazla modem takılacaksa, dahili bir modem genellikle şart olmaktadır.
Harici modemlerin lehine son bir nokta: Hat açıkken modem tepki vermemeye başlarsa, harici bir modemi güç düğmesinden kapatıp açarak sıfırlamak kolaydır. Dahili bir modemi tekrar hayata döndürmek için ise çoğunlukla bilgisayarı kapatıp açmak gerekir. Ortalama bir kullanıcı için harici bir modem öneririz.
Bir faks/modem kartı hem BBS, Compuserve ve Internet gibi servislere bağlanmanızı sağlar, hem de geleneksel faks cihazlarına göre bazı avantajlar sunar. Bilgisayar ortamında hazırladığınız belgeleri bir faks cihazından göndermek için önce yazıcıdan bastırmanız, sonra da elinizle faks cihazına yerleştirmeniz gerekir. Faks/modem kartı sizi bu angarya işlerden kurtarır, kağıt ve zaman tasarrufu sağlar. İyi bir faks yazılımıyla, aynı belgeyi yüzlerce kişiye göndermek ve bu işlemin gece otomatik olarak yapılmasını sağlamak mümkündür. Ayrıca karşılıklı iki faks/modem kartı arasındaki iletişim geleneksel faks cihazlarına göre %50 daha hızlı ve temiz olarak gerçekleşebilir. Bunun için satın alacağınız faks/modem kartında V.17 standardını aramalısınız.
Faks/modem kartlarının tek dezavantajı, kağıt üzerine basılı bir belgeyi fakslamak istediğinizde ortaya çıkar. Bu durumda belgenin bir tarayıcı yardımıyla bilgisayar ortamına aktarılması gerekir.
Renkli bir monitörde, her nokta için yeşil-kırmız-mavi renklerde fosfor üçlüleri bulunur, her renge karşılık ta birer elektron tabancası. İşte bu noktada, üç elekton tabancasından çıkan elektron ışınlarının ilgili renkteki noktalara hedeflenmesi bir zorluk oluşturur. "Shadow mask", basit olarak, üzerinde minik delikler bulunan ince bir metal plakadır. Elektron tabancaları ile fosfor üçlüleri arasına yerleştirilmiş olan bu maske, elektronların doğru hedefi bulmasına yardım eder.
Ancak bu "shadow mask", elektronların bir kısmının kendisine çarpmasıyla ısınır ve şekli bir miktar bozulur. Sony firması bunu önlemek için "trinitron" teknolojisini geliştirmiştir. Burada delikli metal yerine, düşey şekilde yerleştirilmiş çok ince teller kullanılır. Böylece fosfor üçlülerinin daha sık yerleştirilmesi, dolayısıyla daha net bir görüntü elde edilmesi mümkün olmuştur. Ancak bu teller de elektronların çarpmasından etkilenir ve hareketlenirler. Sony bunu engellemek için, düşey telleri bir kaç yatay tel ile sağlamlaştırmaktadır. Bunun yan etkisi ise yatay tellerin ekranda bazen farkedilebilir gölgeler oluşturmasıdır. Yine de en iyi monitörler "trinitron" teknolojisini kullananlar olarak kabul edilir.
CMOS'un içerdiği bilgilerin silinmesinin bir kaç nedeni olabilir. Hatalı bir program, elektrik kesilmesi veya CMOS'u besleyen pilin bitmesi buna yol açabilir. Her durumda yapmanız gereken, bilgileri tekrar girmek. Bunun için bilgisayarınızın BIOS SETUP programına girmeli ve eksik bilgileri tamamlamalısınız. Bu bilgileri zamanında bir kağıda not etmişseniz bu kolay olacaktır.
Eğer kısa bir süre sonra yine aynı problemle karşılaşırsanız, pilin arızalandığı veya bittiği sonucuna varabilirsiniz. Bu durumda teknik servisin yolu göründü demektir.
Bu aşamada elde ettiğiniz bilgiler işinize yarayacaktır. Eğer ışıklar disket sürücüye kadar bile gelememişse, anakartta veya sabit diskte bir problem olduğunu anlarsınız. Eğer ortada hiç ışık falan yoksa, bilgisayarın güç kaynağında bir bozukluk olabilir. Ancak, sorunun kaynağını anlamanız onu tamir edeceksiniz anlamına gelmez, doğru teknik servise! Ama artık bilgisayarınıza uygulanacak gereksiz bir ameliyatı önleyecek bilgiye sahipsiniz...