41 KERE MAŞALLAH

31- Bilgisayarımın işlemcisini "overclock" yaparak hızlandırdım. İyi bir iş mi yaptım?

İşlemci bilgisayarın beyniyse, işlemcinin saat frekansını aldığı kristal de kalbidir. MHZ birimiyle ölçülen saat frekansı, işlemcinin komutları ne sıklıkla işleyeceğini belirler. Dolayısıyla saat frekansı ne kadar yüksekse, işlemci de o kadar hızlı çalışır. Saat frekansı, genellikle anakart üzerindeki bir jumper yardımıyla, işlemcinin hızına uygun olarak ayarlanır.

"Overclock", işlemciyi güvenli olarak çalışabileceğinden daha yüksek bir saat frekansında çalıştırmak demektir. Pentium/75 işlemcisini 100 Mhz frekansında çalıştırmak buna örnek olarak verilebilir. Elbette her Pentium/75 işlemcisinin 100 Mhz frekansında çalışmasını bekleyemezsiniz, daha baştan çalışmayı reddedebilir. Zaten bu işlemcinin güvenli çalışma frekansının 75 Mhz olduğu üretim aşamasında tespit edilmiş ve buna göre etiketlenmiştir.

Yine de çoğu durumda işlemciyi olması gerekenden daha yüksek hızda çalıştırmayı başarabilirsiniz. Ancak işlemcinin güvenilirliğinden ve ömründen kaybedersiniz, belirsiz bir süre sonra bozulmayacağını garanti edemezsiniz. Fazla akım nedeniyle işlemcinin içindeki hatlar tamir edilemeyecek şekilde kopabilir ve bu durum garanti kapsamı dışındadır. Sonuç olarak işlemcinin bozulması ve verilerinizi kaybetme ihtimaline önem vermiyorsanız, riski göze alarak sistem performansını bir miktar arttırabilirsiniz.Tahmin edersiniz ki, bunu tavsiye etmiyor ve oluşabilecek zararların sorumluluğunu kabul etmiyoruz.

32- 32-bit disk erişimi ne anlama gelir? 32-bitlik ses kartı var mıdır?

"Bit" tanım olarak sadece 1 veya 0 değerini alabilen en küçük veri birimidir. İkilik sayı sisteminde 32 adet bit gruplanarak, 0 ile yaklaşık 4 milyar arasındaki herhangi bir sayı gösterilebilir. Ancak farklı alanlarda kullanıldığında anlam biraz değişmektedir.

Genişleme kartları ve veriyolu için 32-bit, fiziksel veri hatlarının sayısını ifade eder. Bir yazılımın 32-bitlik olması ise, 386 ve daha sonraki işlemcilerdeki korumalı 32-bitlik adresleme modunda çalıştığını belirtir. Disk erişimindeki 32-bit ifadesi yazılımla ilgilidir, sabit disk denetleyicisinin 16-bitlik ISA veriyolu üzerinde olması bunu engellemez. Windows'ta 32-bitlik disk erişiminin performansı arttırmasının ana nedeni, işlemcinin 32-bit modu ile 16-bit modu arasında sürekli geçiş yapması gereğini ortadan kaldırmasıdır. Çünkü Windows işlemciyi normalde korumalı 32-bit modunda çalıştırmaktadır, fakat BIOS tarafından sağlanan disk erişimi ile ilgili program 16-bit modu için tasarlanmıştır. 32-bit disk erişimi, bunun yerine korumalı 32-bit modu için tasarlanmış başka bir program parçasının kullanılması demektir.

Ses kartlarında ise bit daha farklı bir anlamda kullanılır. Sesin sayılara ve bu sayıların tekrar sese dönüştürülmesi işleminde, sayıların kaçar bitten oluştuğunu gösterir. Bit sayısı arttıkça ses kalitesi de yükselir. Ancak PC'ler için "32-bitlik" bir ses kartı şimdilik üretilmemiştir, böyle bir standart yoktur. Çünkü 16-bitlik ses kartları CD çalarınız kadar kaliteli ses üretebilir. Ses kartının bir genişleme kartı olarak kaç bitlik olduğu ise bundan bağımsız bir özelliktir.

33- Dahili bir modem mi almalıyım, harici mi?

Harici bir modemin kurulumu ve başka bir bilgisayara taşınması daha kolaydır, çünkü bilgisayarın arka panelindeki seri ararbirime (COM portu) kolayca bağlanır. Uygun ara kablonuz varsa harici bir modemi hem PC'lerde hem de MAC'lerde kullanabilirsiniz. Ayrıca harici modemlerin üzerinde genellikle ışıklı göstergeler yer alır, bu göstergeler problem durumunda yardımcı olur.

Harici modemlerin dezavantajı ise, fiyatlarının genelde daha yüksek olması ve belli bir durumda tam kapasitede çalışamamalarıdır. Bu durum, 14400bps'den daha hızlı modemlerin eski bir bilgisayara takılmasıyla ortaya çıkmaktadır. Seri arabirimin kalbi olan UART entergesi, bir-iki yıldan daha yaşlı bilgisayarların çoğunda 8250 denilen yavaş tiptedir. Bu entegrenin daha yeni ve hızlı olanı ise 16550 ismini taşımaktadır. Sisteminizdeki UART entegresi tipini DOS altında MSD.EXE programı çalıştırarak öğrenebilirsiniz.

Dahili bir modem ise, şart olmamakla birlikte, kendi üzerinde 16550 entegresini barındırabilir ve bu şekilde sisteminizdeki UART entegresinin (varsa) sınırlamaları aşılabilir. Ancak bazı bilgisayarlarda bu özellik uyumsuzluk problemlerine neden olmaktadır. Dahili/harici kararında bilgisayarınızın genişleme imkanları da gözönüne alınmalıdır. Dahili bir modem, bir COM portuyla çakışmayacak farklı IRQ ve adres seçenekleri sunabilir. Sistemde bir fare varsa ve birden fazla modem takılacaksa, dahili bir modem genellikle şart olmaktadır.

Harici modemlerin lehine son bir nokta: Hat açıkken modem tepki vermemeye başlarsa, harici bir modemi güç düğmesinden kapatıp açarak sıfırlamak kolaydır. Dahili bir modemi tekrar hayata döndürmek için ise çoğunlukla bilgisayarı kapatıp açmak gerekir. Ortalama bir kullanıcı için harici bir modem öneririz.

34- Yedekleme nedir? Nasıl yapılır?

Yedekleme, tedbir olarak dosylaların bir kopyasını almaktır. Örneğin üzerinde bir değişiklik yapmadan önce Autoexec.bat dosyasının yedeğini almak için, bu dosyayı farklı bir isim altında kayededebilirsiniz. Fakat sabit diskinizdeki dosyaları yine aynı sabit diske yedeklemek pek akıllıca olmaz, çünkü sabit diskte oluşabilecek ciddi bir hata hem orijinal hemde yedek dosyaları bozabilir. Bu nedenle yedekleme genellikle farklı bir medyaya yapılır. Bu medyalar arasında disket, teyp kartuşu, optik disk sayılabilir. Disketlere yedekleme yapmak için PC'nizde standart olarak bulunan disket sürücüyü kullanabilirsiniz, ancak 1 GB kapasiteli bir sabit diski tamamen yedeklemek için yüzlerce disket gerekeceğinden bu pratik bir çözüm değildir. Teyp yedekleme üniteleri ise tek bir kartuşa 100MB-600MB'a arasında veri depolayabilir. Fiyatları son zamanlarda iyice düşen CD-yazıcılar da, tek bir kez yazabilme dezavantajına karşın, bir yedekleme cihazı olarak görülebilir. Bir CD'de 650 MB'a yakın veri depolama kapasitesi bulunmaktadır. Dosyalarınız önemliyse mutlaka yedekleme yapmalısınız, aksi halde en beklenmedik anda tüm dosyalarınızı kaybedebilirsiniz.

35- Bilgisayarımdan nasıl faks gönderebilirim?

Bilgisayarınıza bir faks/modem kartı ekleyerek ve uygun bir yazılımı kullanarak faks gönderebilir/alabilirsiniz. Modemi ve faks yazılımını kurduktan sonra, modem sisteme bir yazıcı gibi görünecektir. Windows ortamında belgelerinizi bastırırken, yazıcı olarak modemi seçmeniz ve ekrana gelecek diyalog kutusuna faks numarasını girmeniz genellikle yeterli olacaktır.

Bir faks/modem kartı hem BBS, Compuserve ve Internet gibi servislere bağlanmanızı sağlar, hem de geleneksel faks cihazlarına göre bazı avantajlar sunar. Bilgisayar ortamında hazırladığınız belgeleri bir faks cihazından göndermek için önce yazıcıdan bastırmanız, sonra da elinizle faks cihazına yerleştirmeniz gerekir. Faks/modem kartı sizi bu angarya işlerden kurtarır, kağıt ve zaman tasarrufu sağlar. İyi bir faks yazılımıyla, aynı belgeyi yüzlerce kişiye göndermek ve bu işlemin gece otomatik olarak yapılmasını sağlamak mümkündür. Ayrıca karşılıklı iki faks/modem kartı arasındaki iletişim geleneksel faks cihazlarına göre %50 daha hızlı ve temiz olarak gerçekleşebilir. Bunun için satın alacağınız faks/modem kartında V.17 standardını aramalısınız.

Faks/modem kartlarının tek dezavantajı, kağıt üzerine basılı bir belgeyi fakslamak istediğinizde ortaya çıkar. Bu durumda belgenin bir tarayıcı yardımıyla bilgisayar ortamına aktarılması gerekir.

36- Monitörlerde "shadow mask" ve "trinitron" neyi ifade ediyor?

Monitörün ekranında algıladığımız görüntü aslında binlerce küçük noktacıktan oluşur. Bu noktalarda bulunan fosfor, elektronlar tarafından bombalandığında ışık saçar. Bu elektronlar, bir elektron tabancasından elde edilir ve elektrik alan yardımıyla yönlendirilir. Elektron ışını tüm ekranı saniyede defalarca kez tarayarak sabit bir görüntünün oluşmasını sağlar.

Renkli bir monitörde, her nokta için yeşil-kırmız-mavi renklerde fosfor üçlüleri bulunur, her renge karşılık ta birer elektron tabancası. İşte bu noktada, üç elekton tabancasından çıkan elektron ışınlarının ilgili renkteki noktalara hedeflenmesi bir zorluk oluşturur. "Shadow mask", basit olarak, üzerinde minik delikler bulunan ince bir metal plakadır. Elektron tabancaları ile fosfor üçlüleri arasına yerleştirilmiş olan bu maske, elektronların doğru hedefi bulmasına yardım eder.

Ancak bu "shadow mask", elektronların bir kısmının kendisine çarpmasıyla ısınır ve şekli bir miktar bozulur. Sony firması bunu önlemek için "trinitron" teknolojisini geliştirmiştir. Burada delikli metal yerine, düşey şekilde yerleştirilmiş çok ince teller kullanılır. Böylece fosfor üçlülerinin daha sık yerleştirilmesi, dolayısıyla daha net bir görüntü elde edilmesi mümkün olmuştur. Ancak bu teller de elektronların çarpmasından etkilenir ve hareketlenirler. Sony bunu engellemek için, düşey telleri bir kaç yatay tel ile sağlamlaştırmaktadır. Bunun yan etkisi ise yatay tellerin ekranda bazen farkedilebilir gölgeler oluşturmasıdır. Yine de en iyi monitörler "trinitron" teknolojisini kullananlar olarak kabul edilir.

37- Bilgisayarımı açtığımda sabit disk hatası veriyor ve açılmıyor. Oysa dün çalışıyordu...

Büyük ihtimalle bilgisayarınız sabit diskinizin özelliklerini unutmuş. Bu ve başka bir takım bilgiler, CMOS denilen bellek bölgesinde saklanır.

CMOS'un içerdiği bilgilerin silinmesinin bir kaç nedeni olabilir. Hatalı bir program, elektrik kesilmesi veya CMOS'u besleyen pilin bitmesi buna yol açabilir. Her durumda yapmanız gereken, bilgileri tekrar girmek. Bunun için bilgisayarınızın BIOS SETUP programına girmeli ve eksik bilgileri tamamlamalısınız. Bu bilgileri zamanında bir kağıda not etmişseniz bu kolay olacaktır.

Eğer kısa bir süre sonra yine aynı problemle karşılaşırsanız, pilin arızalandığı veya bittiği sonucuna varabilirsiniz. Bu durumda teknik servisin yolu göründü demektir.

38- 1.2 GB'lık sabit diskim kısa sürede doluverdi. Neler oldu böyle?

1.2 GB kapasiteli bir sabit diski tek parça halinde (sadece C: sürücüsü olarak) kullanırsanız, önemli miktada disk kapasitesi boşa harcanabilir. Bunun nedeni biraz tarihseldir, Windows 95'te bile hala yıllar öncesinin DOS teknolojisinden kalan bir disk biçimleme yöntemi kullanılmaktadır. Böylece geriye doğru uyumluluk sağlanmış, ama yüksek kapasiteli sabit disklerde kapasitenin boşa harcanması sorunu da ortaya çıkmıştır. Çözüm? Sabit diski iki parça halinde bölümlemek, yani tek fiziksel sürücüyü C: ve D: adlarıyla iki mantıksal sürücü olarak göstermek. Bütün bunların arkasında yatan asıl sebep, DOS formatlı bir sabit diskteki dosya sayısının sınırlı olmasıdır. Dosya sayısı sabit kalırken kapasitenin 1 GB'ın üzerine çıkmasıyla, en küçük dosyanın kaplayabileceği disk alanı 32K gibi yüksek bir değere ulaşmıştır. Sabit diski iki veya daha fazla parçaya ayırarak problemi aşabilirsiniz, fakat bu sırada sabit diskinzdeki mevcut bilgiler silinecektir. Ayrıca fazla sayıda sürücü harfi, gereksiz bir karmaşa sergileyecektir.

39- CD-ROM sürücüm neden bu kadar yavaş?

Öncelikle CD-ROM sürücünüzün "kaç hızlı" olduğunu öğrenin, eğer tek veya çift hızlıysa günümüz uygulamalarının ihtiyaç duyduğu hıza zaten sahip değil demektir. Dört, altı veya daha fazla hızlı bir CD-ROM sürücünüz varsa, erişim süresi değerini de kontrol edin. Erişim süresi, CD-ROM sürücünün disk üzerindeki farklı noktalara ne kadar hızlı erişebildiğinin bir ölçümüdür. Erişim süresi 250 milisaniyeden daha fazla olan bir sürücü, kaç hızlı olursa olsun, biraz yavaş kalacaktır. Yine de, 150 ms. erişim süresine sahip bir CD-ROM sürücü bile, erişim süresi 9-10 ms. civarında olan sıradan bir sabit diske göre çok daha yavaştır. Bunun temel nedeni ise sabit disk motorlarının sürekli sabit bir hızda dönmesine karşılık, CD-ROM sürücülerde motor hızının değişken olması ve hassas olarak ayarlanmasının zaman almasıdır.

40- Bilgisayarımın hız göstergesinde 99 yazıyor, turbo düğmesini kapatınca düşüyor. Niçin böyle

oluyor? Bu sayıların bir anlamı olması gerekmez, çünkü LED göstergeler istenilen herhangi bir rakamı göstermek üzere ayarlanabilir. Turbo düğmesinin ise, çoğu yeni bilgisayarda, söz konusu anlamsız gösterge dışında bir etkisi yoktur. Olsaydı bile o kadar para ödedikten sonra bilgisayarınızı her zaman "turbo" hızında çalıştırmak isteyecektiniz herhalde.

41- Bilgisayarım çalışmıyor. Yani ben şimdi ne yapayım?

Bilgisayarın elektrik fişinin prize takılı olduğundan emin misiniz? Peki ya monitörün? Güç kablolarının iki ucunu da kontrol edin. Bu değilse belki de disket sürücüde bir disket unutmuşsunuzdur. Bilgisayar açılırken genellikle önce disket sürücüye bakar ve disket bulursa buradan belli bir programı yüklemeye çalışır. Eğer sürücüdeki disketi formatlarken sistem dosyalarını koplayamadıysanız, bilgisayar açılmaz. Sürücüde disket yoksa, bilgisayarı güç düğmesine basarak kapatın ve tekrar açın. Bilgisayar açılırken ışıklı göstergelere dikkat edeceksiniz. Önce sabit diske ait ışıklı gösterge yanmalı, sonra disket sürücü, sonra (varsa) CD-ROM sürücünün ışığı, sonra da klavyenin üzerindeki Numlock ve Capslock göstergeleri. Eğer bu sırada bilgisayardan bir takım bip sesleri geldiyse, anakartın kullanım kitapçığına bakarak bunların manasını çözmeye çalışın.

Bu aşamada elde ettiğiniz bilgiler işinize yarayacaktır. Eğer ışıklar disket sürücüye kadar bile gelememişse, anakartta veya sabit diskte bir problem olduğunu anlarsınız. Eğer ortada hiç ışık falan yoksa, bilgisayarın güç kaynağında bir bozukluk olabilir. Ancak, sorunun kaynağını anlamanız onu tamir edeceksiniz anlamına gelmez, doğru teknik servise! Ama artık bilgisayarınıza uygulanacak gereksiz bir ameliyatı önleyecek bilgiye sahipsiniz...