ELVEDA EVLAT

GECE olmuştu artık. Bütün bir gün, bir Internet çaylağını adam etmekle geçmişti. Uzun uzun konuşmuştuk, Tuğçe sürekli olarak not almıştı. Bu arada sık sık adamı bayıltan sorular sormuş, ben de karşılık olarak topladığım link'leri, shareware arşivlerinin adreslerini ' print' ettirip eline tutuşturmuştum. Bunların arasında taze sistem yöneticimizin işyerindeki çaylakların istediği sürücülerin bir listesi de vardı.

' Bana o kadar yardımcı oldunuz ki Kemal Bey. Artık şirketteki herkesin ne istediğini biliyorum, aradıkları bilgileri nerede bulacaklarını da. Internet gerçekten büyük bir çöplük, demek ki bütün mesele, neyi aradığını bilmek, bunun yanında nasıl arama yapılacağını öğrenmekmiş, çok teşekkür ederim. Bu iyiliğinizi nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum, gerçekten'

Yorucu ancak zevkli bir gün geçirmiştim. Bu arada kendi bilgilerimi de tazelemiş, link'lerimi güncellemiştim. ' Faturayı şirketine gönderirim Tuğçe. Artık gidebilirsiniz, bir daha beni aramana gerek yok. Çıkarken kapıyı çarpma ve bana bir daha BEY deme.

' Tuğçe gitti. Dışarıda yağmur çiselemeye başlamıştı. İnsanlar taksi, dolmuş peşinde koşuyor ve bir an önce evlerine ulaşmanın yolunu arıyorlardı. Her yağmur başında İstanbul'da sürekli yaşanan normal bir olaydı. Buradan San Francisco'daki bir Internet Cafe'yi izlemek son derece kolaydı benim için, Cihangir'deki evime dönmek ise bir o kadar da zor. Yine koltuğumda uyuyacak ve sabah asık bir suratla başka bir çaylağa Internet anlatacaktım. Ne de olsa ben bir web detektifiydim.

Gece pencereden odama süzülmeye başladığında uzun saçlı kadının e-mail adresini neden almadığımı düşünüyordum.